Haber

prof. Dr. Alpaslan Demir ovada yapılaşmaya karşı uyardı

prof. Dr. Alpaslan Demir ovada yapılaşmaya karşı uyardı

“Ovalardan yerleşim alanlarını çıkarmamız lazım”

TOKAT – Prof. Dr. Alpaslan Demir, Kuzey Anadolu fay sınırında yer alan Tokat ve bölgesinde büyük depremlere dikkat çekerek, “Ovalıkların dışına yerleşimleri taşımamız gerekiyor” dedi.

Kahramanmaraş merkezli 11 ilde 43 binden fazla can kaybına, binlerce kişinin yaralanmasına ve binaların yıkılmasına neden olan deprem, binaların yapıldığı üssün güvenliğini gündeme getirdi. Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi Fen-Edebiyat Fakültesi Tarih Bölüm Başkanı Prof. . Anadolu’nun fay hatları üzerinde bir coğrafya olduğuna işaret eden Demir, “Anadolu’da tarih boyunca meydana gelen yüzlerce yıkıcı deprem, Anadolu’da yaşayanların depremle yaşamasını bilmesi gerektiğini gösteriyor. Antakya’da meydana gelen depremde. 526 yılında 250 bin kişi hayatını kaybetti.1509 yılında Amasya, Tokat, Sivas, Çorum ve çevresinde başlayan deprem 45 gün aralıklı ve şiddetli bir şekilde devam etti.Bu depremden en çok İstanbul etkilendi.5 binden fazla kişi hayatını kaybetti. Bu depremde yaşıyor.Bu rakam o zamanki İstanbul nüfusunun yüzde 5’ine denk geliyordu.Bugünkü nüfusla karşılaştırırsak 1 milyon insan öldü demektir.Yaşadığımız Tokat ili de içindedir. özellikle Niksar-Erbaa sınırında deprem kuşağı… Nitekim Cumhuriyet döneminin en büyük depremi olan Kahramanmaraş depreminden önce Niksar-Erbaa hattı da p kaybetti. 1939 Erzincan depreminde ağır kayıplar. yaşadı” dedi.

“Soğuk hava ölü sayısını artırdı”

27 Aralık 1939 Erzincan depreminde depremin öldürücü etkisini artıran başlıca etkenlerin mevsimin kış olması ve havanın eksi 35 derecelerde hissedilmesi olduğuna işaret eden Demir, “Soğuk hava hakimdir. vatandaşların maruz kaldığı sadece o an ölenler için değil, hastalananlar, yaralananlar ve hayatta kalanlar için bir felaket daha yaşandı. depremin etkisiyle yollar deprem bölgesine yardım ulaştırılmasında sorun oldu.Ayrıca bozulan tren hatları Erzurum ve Sivas’tan gelen yardım trenlerinin Erzincan’a ulaşmasını geciktiriyordu.Depremin şiddeti, Merkezi saat 02.00’de Erzincan olan depremin 7.9 olarak ölçüldüğü depremde resmi rakamlara göre 32 bin 968 kişi hayatını kaybetti, 116 bin 720 bina yıkıldı. acilen insani yardım yapılmasının zorunlu olduğu belirtilerek Ankara’ya gönderildi. öldü. 27 Aralık 1939’da ana üssü Erzincan’da olan 7,9 büyüklüğündeki deprem, Erbaa’da da önemli hasara yol açtı. Erbaa ve köylerinde 1659 bina yıkıldı; Kazada köylerinde 881 ölü, 15 ölü ve 27 yaralı tespit edildi. Londra’dan gelen habere göre; Anadolu’da şiddetli bir depremin meydana geldiği, bazı sismografların ibrelerinin kırıldığı, bu depremin İsviçre ve İtalya’da da hissedildiği bilgisi vardı. 1 Ocak 1940 depreminde Erbaa kazası 6.2 büyüklüğünde olmuş ve 881 kişi hayatını kaybetmiştir. 20 Aralık 1942’deki sarsıntı 7 büyüklüğündeydi. 500’den fazla ölüm meydana geldi. 27 Kasım 1943’te meydana gelen depremde 300’e yakın kişi hayatını kaybetti. Bu depremlerden sonra şehrin temelinin sağlam olmayan başka bir alana taşınması gerekti.”

“Ovalar tarım içindir”

Demir, tarihsel süreçte yaşanan depremlerden ders çıkarılması gerektiğini belirterek, “Teknoloji gelişse de insanoğlunun doğa ile baş etmesi mümkün değil. Yeniden yerleşim dediğimiz kavram tecrübe ile şekilleniyor. yerleşim yerlerini ovaların dışına çıkarmak.Tarihsel süreçte yaşanan depremlerde büyük kayıpların sebebi budur.Tokat.Deprem kuşağındadır ve özellikle Niksar Erbaa sınırı değerlidir.Meclis binalarının zemin etütlerinin yapılması gerekmektedir. Burada özellikle ovalarda yapılmıştır.Ve binalar yapılırken devletin belirlediği kurallara uyulmalıdır.Yaşadığımız bu coğrafyada büyük depremin üzerinden 80 yıl geçti.Kuzey Anadolu fay hattı dediğimiz hat hala aktif bir formda.Bu demek oluyor ki her an bir sarsıntıya hazırlıklı olmalıyız.Yani sarsıntının ne zaman olacağını bilemeyiz.Ancak tarihsel süreç gösteriyor ki fay hatlarının üzerinde bir coğrafyada yaşıyoruz. Onu yaşamak zorundayız. Kurallara uyduğumuz sürece bunda karamsarlık yok. Ancak dediğim gibi özellikle ovalar tarım içindir. Tarih boyunca böyle olmuştur. Yani burada tarım yapılıyor ve yamaçlarda yerleşimler kuruluyor. Buna dikkat etmek gereklidir. Ancak düzlüklere kurulacak binalar yapılacaksa zemin etütleri uygun bir şekilde yapılmalı ve binalar deprem yönetmeliğine uygun yapılmalıdır” dedi.

haber-golmarmara.com.tr

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Başa dön tuşu